Covid 19 pandemisi her alanda olduğu gibi eğitimi de etkisi altına aldı ve değişimi tetikledi. Yüz yüze eğitim halen en etkin öğrenim yoluyken; geliştirilen yeni metotlar ve teknolojiler, geleneksel eğitim yöntemlerini değiştirecek verimli yenilikler içeriyor.
Geçtiğimiz bir yıla damgasını vuran ve dünyayı değiştiren koronavirüs pandemisi iş yapış şekillerini, sosyal etkileşimi ve iletişimi yeniden tanımladı. İnsan hayatını tehdit eden salgın hastalığın neden olduğu endişe ile alışkanlıklarımız, söylemlerimiz ve hareketlerimiz adeta yeniden kodlandı. Gelişim ve ilerlemenin en önemli unsuru olan eğitim de bu değişim rüzgarından etkilenen başlıklardan birisi oldu.
Sınıf ortamında öğretmek ve öğrenmek eğitimde halen en etkin yol. Ancak geleneksel öğrenme yöntemlerinin başarılı yönleri olduğu gibi kendince eksikleri de var. Geleneksel eğitim genele yönelik olması, sabitliği ve günümüzde ihtiyaç duyulan kişisel gelişime yönelik vurgunun güçlü yapılamaması nedeniyle, çağa ve yeni ihtiyaçlara cevap verecek esnekliğe sahip olamayabiliyor.
Eğitim teknolojisi alanı, yapay zekâ sayesinde giderek daha kullanışlı ve özelleştirilmiş hale geldi. Yapay zekâ (AI) kişiselleştirilmiş, ilgi çekici ve uzman öğrenmenin yolunu açıyor. Yararlı çalışma teknikleri artık akıllı cihazlar aracılığıyla edinilebiliyor. Çevrimiçi dersler almak, notları zenginleştirmek ve dünyanın öteki ucundaki eğitmenlere bağlanmak çok daha basit hale geliyor. Amerika’da eğitim sektörüne özel gerçekleştirilen bir yapay zekâ pazarı araştırmasına göre AI, 2021 yılına kadar eğitim alanında %47,5’lik bir büyüme sağlayacak.
Yapay zekâ eğitimi dönüştürüyor
Dünya genelinde her yıl milyonlarca öğrenci sınavlara hazırlanıyor. Hazırlık aşamasında yararlı kaynak arayan öğrenciler, her an erişim sağlayabildikleri internet ortamındaki bilgilerden faydalanıyor. Ancak çevrimiçi içeriklerin büyük çoğunluğu geleneksel ders kitaplarının kopyalanmış birer versiyonu gibi olmaları nedeniyle istenilen seviyede fayda sunamıyor. Teknolojik altyapısına rağmen çevrimiçi eğitim araçlarının bir kısmı öğrencilerle etkileşime geçmede ve ilgi çekici olmakta başarısız kalıyor.
Bu soruna etkili bir çözüm olarak devreye yapay zekâ giriyor. Çevrimiçi eğitim alanını her zamankinden daha iyi kontrol etmeyi ve ilgi çekici hale getirmeyi sağlayan yapay zekâ, geleneksel öğrenmenin eksik olduğu boşluğu dolduruyor.
Eğitim araçlarını, öğretme ve öğrenme sürecini geliştiren yapay zekâ, sanal sınıflarda dikkat yüksek tutacak şekilde kapsamlı eğitim sunulmasını sağlıyor. Öğretmenlerin ve teknolojinin niteliklerini bir araya getiren eğitim amaçlı yapay zekâ sayesinde üretken, kişiselleştirilmiş ve optimize edilmiş bir öğrenme süreci ile öğrencilerin konuyu daha iyi anlamaları sağlanıyor.
Kişiselleştirilmiş öğrenme geleceği değiştirecek
Tüm öğretmenlerin en önemli önceliği, öğrencilerin kavramları daha iyi anlamalarını sağlamaktır. Ancak 25 – 30 kişilik bir sınıfta bu süreç oldukça zorlaşıyor. Yapay zekanın öne çıkarak geleneksel öğretim yöntemlerinin üzerinde avantaj sağladığı yer de burası oluyor.
Herhangi bir konuyu en iyi şekilde öğrenmek için öğrencilerin kendilerine öğretilenlerin önemini anlamaları gerekir. Kişiselleştirilmiş öğrenme, öğrencinin ilgi alanıyla şekil alarak onlara ilham veriyor ve bilgilerin öğrenmeye değer olduğuna ikna ediyor. Yapılan araştırmalara göre 2023 yılına gelindiğinde kişiselleştirilmiş öğrenmenin eğitimi tamamen değiştireceği öngörülüyor.
Yapay zekanın yeniden tanımlanan eğitim sürecine katkılarından birisi de akıllı içerik. Söz konusu öğrenme olduğunda ilgi çekici ve yararlı içerik birincil öneme sahip oluyor. Öğrenciyle etkileşime giren videolar, dersler ve çalışma materyalleri bu alanda öne çıkarken; dijitalleştirilmiş ders kitaplarından kişiselleştirilmiş öğrenim ara yüzüne kadar akıllı içerik öğrenciler için faydalı olduğunu kanıtlıyor. Bu alanda Netflix Learning ve Content Technologies Inc. gibi şirketler, ilk ve orta öğretim için içerik çalışmaları gerçekleştiriyor.
Yapay zekâ ile oluşturulan pratik alıştırmalar, etkileşimli dijital içerik ve sürekli geri bildirim süreci, eğitimin kalitesini yeni bir seviyeye taşıyor.
Eğitmenler için daha kolay bir yönetim süreci
Öğrencilerin ödevlerini, projelerini ve görevlerini kontrol etmek öğretmenlerin zamanının önemli bir kısmını oluşturuyor. Yapay zekâ bu alanda da görev başına geçerek kontrolü basit hale getiriyor ve zamandan tasarruf sağlıyor. Öğrenme sürecindeki boşlukların nasıl değerlendirilebileceği konusunda öneriler sağlayan yapay zekâ, ayrıca bir süredir çoktan seçmeli sınavların sonuçlarını kontrol ediyor. Yakın gelecekte testler yanı sıra yazılı sınavların yapay zekâ ile kontrol edilmesi seçeneği de mümkün hale gelecek.
Yapay zekanın yönetim görevlerini devralmasıyla öğretmenler öğrencileriyle daha fazla zaman geçirebilecekler.
AI teknolojisinin eğitim alanındaki katkılarını ilkokul sıralarından üniversite sınıflarına kadar göreceğimiz bir gelecek bizi bekliyor. Daha iyi yöntemlere sahip yeni ve ilgi çekici öğrenme sistemleri, eğitim sürecinin önemli araçları arasına kalıcı olarak dahil olacaklar. Öğrencilerin özel ilgi alanlarına göre uygun bir kariyer yolu bulmalarına yardımcı olan yapay zekâ, geleneksel eğitimi sil baştan tanımlayacak gibi görünüyor.