Amerikalı sosyal medya kuruluşu Facebook’un sahibi olduğu WhatsApp’ın kullanıcılarına gönderdiği yeni sözleşme teknoloji dünyasında tartışmalara neden oldu. Şirketin verileri paylaşabileceğini dile getirerek, kullanıcılardan yeni sözleşmede buna onay vermelerini istemesi üzerine sosyal medyada uygulama karşıtı bir kampanya başlatıldı. Öte yandan aynı günlerde WhatsApp gibi görüntülü, yazılı ve sesli konuşma imkanı sunan alternatif ürünlere geçişler başladı. Türkiye’de en çok geçiş yapılan alternatif uygulamalar Telegram, BİP ve Signal oldu. Kullanıcılar bu üç uygulamayı WhatsApp’ı telefonlarından silerek ya da WhatsApp’ı telefonlarında tutmalarına karşın kullanmayarak aktifleştirme yolunu seçti.
2 Milyon Kişi Telefonundan Sildi
Basında yer alan haberlere göre uygulamayı silen kullanıcı sayısı 2 milyonu buldu. Araştırmacılar Türkiye’de silme ve kullanmama ifadelerinin aynı şekilde belirtilmesi nedeniyle, telefonunda WhatsApp uygulaması bulundurup kullanmayan kesimin daha büyük olduğunu belirledi. Yani WhatsApp’ı telefonundan silmeyen ama kullanmayan da büyük bir tüketici kitlesi mevcut.
Şirketten Erteleme Duyurusu
Gelişmeler üzerine WhatsApp’tan konuyla ilgili iki yeni açıklama yapıldı. İlk açıklamada, verilerin güvende olduğu, izinsiz şekilde görüntü ve bilgi paylaşımı yapılmayacağının altı çizildi. Gelen tepkiler üzerine WhatsApp’tan yapılan ikinci açıklamada ise, ilk olarak gönderilen veri paylaşımına ilişkin sözleşmeyi imzalamayanların 8 Şubat’ta hizmet alımının durdurulması kararının ertelendiği duyuruldu.
Yüzde 47’lik Kesim Verilerin İhlalinden Endişeli
Aynı günlerde WhatsApp’ın Türkiye yasalarını açıkça ihlal ettiğine ilişkin görüşler de ağırlık kazanmaya başladı. En fazla savunulan görüş WhatsApp’ın 6698 sayılı KVKK ile 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik hükümlerini açıkça ihlal ettiği yönünde oldu. Hukukçuların bu yönde görüş bildirmesiyle beraber de WhatsApp’dan dijital göç hızlandı.
WhatsApp tartışmasının ilk ortaya çıktığı 13-14 Ocak tarihlerinde Türkiye’de bir şirket tarafından 3.180 kişinin katılımıyla yapılan araştırmada şu sonuçlar ortaya çıktı.
-Katılımcıların yüzde 47’si WhatsApp’ın sözleşmesini kabul etmenin kişisel verilerinin ihlal edilmesi anlamı taşıdığını söyledi.
-Katılımcıların yüzde 37’si WhatsApp’ın gönderdiği sözleşmenin pazarlama için yapıldığını belirtti.
-Katılımcıların yüzde 68’i sözleşmeyi imzalarsa kişisel verilerinin paylaşılacağından endişe duyduğunu belirtti.
-WhatsApp sözleşmesini imzalamayanların yüzde 95’i bu uygulamayı kullanmayacakları ya da telefondan kaldıracaklarını ifade etti.
-Katılımcıların toplamının yüzde 26’sı ise WhatsApp’ı kullanmaya devam edeceklerini belirtti.
Yeni Kullanıcılar Geldi
Türkiye’de Signal ve Telegram uygulamalarına kaç kişinin geçtiği ya da aktif kullandığına ilişkin resmi bir veri yok. Yalnızca The Guardian’ın İngiltere parlamentosunun içişleri komitesine dayandırdığı bir habere göre, ocak ayının ilk üç haftasında Telegram 25 milyon yeni kullanıcı kazanırken, Signal dünya çapında 7.5 milyon kullanıcı elde etti. Turkcell BİP için ise şirket 7 milyon yeni kullanıcıya ulaştıklarını açıkladı.
Blockchain Önerisi
Öte yandan uzmanlar WhatsApp’tan geçiş yapılan diğer uygulamaların da veri güvenliğinin çeşitli ihlallere açık olduğunu savundu. Çözüm olarak ise bu uygulamaların Blockchain yöntemi ile şifrelenmesini istedi. Blockchain ile yapılan şifrelemeler kullanılan özel algoritmalar sayesinde erişilmesi en zor verileri oluşturuyor. SHA -256 (Secure Hash Algorithm) National Security Agency tarafından geliştirilmiş Sayısal İmza Standardında (DSA-Digital Signature Standard) kullanılmak üzere tasarlanmış bir algoritma ile veriler Blockchain’de sorunsuzca saklanıyor.
Sorun Eski Tartışma Hararetli
Kişisel verilerin güvenliği konusu WhatsApp tartışmasıyla gündeme gelmiş gibi görünse de, internetin hayatımızda varlığından beri süregelen bir veri güvenliği konusundan başkası değil. İnternetin güvenliği, kullandığımız her sistemde, her uygulamada ve her sitede bir kez daha gündeme geliyor. Bir sağlık kuruluşundan randevu alırken girdiğimiz kimlik bilgilerimiz, yarışmaya katıldığımızda sunduğumuz adres verilerimiz ya da sağlıklı olmak adına kullandığımız akıllı saatte depolanan kan değerleri, yağ ve su oranlarımızın hepsi kişisel verilerimiz olarak kayıtlarda tutuluyor. Her telefon konuşmamız, her attığımız mesaj birer dijital iz olarak varlığını devam ettiriyor. Kişisel verilerin kaydının tutulması kadar, bunların bir insanın parmak izi gibi kişiye doğrudan bağlı ve özel veriler olması nedeniyle hassas şekilde saklanması ve ikinci, üçüncü kişiler ile paylaşılmaması gerekiyor. WhatsApp tartışmasında bu verilerin paylaşımına ilişkin açıkça istenen izin, tüketicilerin kullanıcıların tepkisini çekti. Gerçekte ise pek çok üründe, üstelik WhatsApp gibi ücretsiz olmayan para ile satın alınan uygulamalarda da gerekirse kişisel verilerin güvenlik birimleri başta olmak üzere paylaşılabileceği maddeleri yer alıyor. Kullanıcılar ise ürünlere ulaşmak için bu maddeleri okumadan imzalama yoluna gidiyor. Uygulama ve internet kullanıcılarının, sözleşmeleri daha dikkatli okuması ve kişisel verilerinin ihlal edilebileceği gerçeğini göz önünde bulundurarak kendi gizlilik tedbirlerini de devreye alması, bu süregelen tartışmada şimdilik hayata geçecek uygulamalar olarak ön planda duruyor.