Securitas Technology Blog
Ana Sayfa » Makale » Geleceğin Siber Güvenliğine Yön Verecek 5 Teknoloji

Geleceğin Siber Güvenliğine Yön Verecek 5 Teknoloji

Teknoloji, neredeyse tüm sektörlerde iş yapış şekline doğrudan etki eden bir faktör olarak her gün daha önemli bir konuma geliyor. Dijital dönüşüm olarak adlandırabileceğimiz bu sürece paralel olarak, dijital varlıklarımızın korunması için siber güvenlik de daha kritik bir rol üstleniyor.

Veriyi artık donanımlarda değil, her an her yerden ulaşılabilen bulut sistemlerde saklıyorsunuz. Yapay zeka, müşteri hareketlerini ve satın almalarını analiz ederek şirketinizin bir sonraki ürünü hakkında fikir veriyor. IoT (nesnelerin interneti) cihazların birbiriyle konuşması ve anlık bilgi akışı sağlaması karar verme süreçlerini basitleştiriyor. Teknoloji günbegün her endüstride daha fazla alanda iş başına geçiyor.

İş yapış şeklimize değer katan, üretkenliğe ve verimliliğe katkı sağlayan her bir donanım ve yazılım siber suçlular için potansiyel bir erişim noktası konumunda. Siber korsanlar teknolojinin gelişimine paralel olarak yeni ve karmaşık saldırılar geliştirirken; siber güvenlik alanındaki ilerlemeler, karmaşıklaşan ataklara karşı değiştirilebilir ve geliştirebilir önlemler alınmasını sağlıyor.

Güvenlik orkestrasyonu, otomasyonu ve müdahalesi (SOAR)

Yakın dönemde siber güvenlik alanında trend olan çözümler arasında yer alan SOAR çözümleri, işletme ve kurumların alt yapılarında kullandıkları tüm cihazların, veri aktarımlarının ve güvenlik ekiplerinin uyum içinde çalışmalarını sağlıyor. Güvenlik süreçlerinin otomatikleşmesiyle saldırıyı tanımlama ve müdahale etme arasındaki boşluk kapanıyor.

Genellikle SIEM (Güvenlik Bilgileri ve Etkinlik Yönetimi) çözümleriyle ortak kullanılan SOAR siber güvenlik teknolojileri daha hızlı ve kısa sürede saldırılara müdahale etmeyi sağlıyor, ekiplerin güvenlik konularına daha odaklı ve zaman ayırarak inceleme yapabilmelerine imkan veriyor. Herhangi bir insan müdahalesine gerek duymayan sistem sayesinde kazanılacak iş gücü, zaman ve mali tasarruf sağlaması, kesintisiz iş süreçleri olası kayıpların da engellenmesine yardımcı oluyor.

Bulut erişim güvenliği aracısı (CASB)

Günümüzde bulut bilişim ve bulut depolama hizmetleri bir standart halini aldı. Bulut teknolojileri sayesinde çoğu iş uygulamasına her an her yerden, birden çok cihazla erişim sağlamak mümkün hale geliyor.

Bulut sistemin erişilebilirlik olarak sağladığı bu rahatlık siber korsanlar için bir zaaf olarak görülüyor ve her veri aktarımı, veri hırsızlığı riskini beraberinde getiriyor. Bu noktada ise devreye CASB güvenlik çözümleri giriyor.

Bulut uygulaması ve kullanıcı arasında bir köprü vazifesi gören CASB, etkinlikleri ve hareketleri analiz eder ve şüpheli durumlara müdahalede bulunabilir.  CASB ile oluşturulan güvenlik politikaları sayesinde, kullanıcı bulut uygulamalara hangi ağ ya da platform aracılığıyla erişirse erişsin, konulmuş güvenlik kuralları ile hareket kabiliyeti sınırlandırılır. CASB siber güvenlik çözümleri, bulut ortamdaki hareketleri sürekli takip eder ve tespit ettiği anormal kullanıcı hareketleri engelleyerek her an güvenli kalmasını sağlar.

Kullanıcı varlığı davranış analizi (UEBA)

Makine öğrenimi ve insan karar verme mekanizmasının birleşimiyle ortaya çıkan kullanıcı davranışına bağlı siber güvenlik çözümü UEBA, içerden gerçekleşebilecek tehditlere karşı kurumları koruma altına alıyor.

UEBA güvenlik sistemleri kullanıcıların günlük hareketlerinin bir çizelgesini oluşturur ve rutin dışına çıkan hareketleri tespit edebilir. Örneğin; bir çalışan işini gerçekleştirmek için her gün belli miktarda veri indiriyor. Ancak bu çalışan bir gün GB boyutlarına ulaşan çeşitli dosya indirimleri başlatıyor. UEBA bunu fark ederek indirmeye müdahale ediyor ya da durumu yönetime iletiyor.

Donanım doğrulama

Çoğu giriş bilgisi, uzman bilgisayar korsanları tarafından kolaylıkla ele geçirilebiliyor. Bu nedenle hassas verilere erişmek için tek bir cihaz aracılığıyla tek bir kullanıcı adı ve şifre kullanmak risk teşkil ediyor. Donanım kimlik doğrulaması, standart kullanıcı adı ve parola giriş bilgilerine ek olarak ayrı bir cihazdan donanım tabanlı onay gerektirir.

Donanım kimlik doğrulamasını sağlamanın birçok yolu var. Örneğin rahatça her yere taşınabilen USB güvenlik anahtarları, iki faktörlü güvenlik doğrulamayı güçlendiren ve basitleştiren bir yöntem olarak öne çıkıyor. U2F (Universal 2nd Factor) standardı ile USB veya NFC cihazları kullanarak, ek bir siber güvenlik katmanı eklenebiliyor.

Donanım doğrulama başlığı altında değerlendirebileceğimiz bir diğer araç optik doğrulama. Tıpkı parmak izi gibi her kişi kendine özgü retina yapısına sahip. Böylece göz, veriye ulaşmak için biyolojik bir anahtar rolü üstleniyor.

Veri kaybı önleme (DLP) 

Veri kaybı/sızıntısı önleme (DLP) koruması ağ güvenlik alanında kullanımı hızla artan bir siber güvenlik önlemi. DLP ile kurum ve şirketler, sistemlerindeki veri trafiğini kontrol altına alarak istenmeyen verilerin çıkışını engelleyebilir ya da belirlenen dosyaların kullanım durumunu takip edebilir. DLP’nin sağladığı koruma kalkanıyla kritik ve hassas bilgilerin kaybolması, kötü niyetli kişilerin eline geçmesi, yetkisizi kişilerce görüntülenmesi önlenir. DLP yazılımıyla veriler kolaylıkla sınıflandırılabilir.

Siber güvenlik teknolojileri, işletmeleri sahtekarlıktan, kötü amaçlı yazılımlardan ve veri sızıntılarından koruyan çok amaçlı araçlardır. İşinize uygun siber güvenlik önlemlerini bilmek ve uygulamak içi bir siber saldırıya maruz kalmayı beklemeyin ve proaktif olarak önlemlerinizi mutlaka alın.