Bitcoin hayatımıza gireli tam 12 yıl oldu. Aradan geçen sürede 7’den 70’e herkesin ilgisini çeken bir yatırım türü olmayı başardı. Özellikle 2020 yılında ABD’deki yatırımcıların piyasalara hücum etmeleriyle ve Paypall gibi ödeme sistemlerinin artık kripto para alım satımına izin vereceklerini söylemeleriyle birlikte kripto paraların yükselişi kaçınılmaz oldu. Kripto paralara olan ilgi dalgalı olarak artmaya devam ederken devletler de kağıt paradan dijital paraya geçiş yapacaklarının sinyallerini vermeye başladı. İşte bu noktada kripto para ile dijital para karıştırılmaya başlandı. Gelin, önce bu kavramlara yakından bakalım.
Kripto para nedir? Dijital para nedir?
Kripto para, şifreli olarak güvenli işlem yapmaya ve ek sanal para arzına olanak sağlayan dijital değerlere deniyor. ‘Cryptocurrency’, ‘crypto’ ve ‘currency’ kelimelerinden türetilen kripto paralar belirli sayılarda üretiliyor. Kripto paralar içerisinde en güçlü konumda olan Bitcoin’in arzı 21 milyon adet ile sınırlı. Bitcoin arzının sınırlı tutulmasının temelinde altın karşılığı para gibi işlem görmesini sağlama amacı yatıyor.
Dijital para ise nakit paranın yerine geçen dolaşımdaki tüm elektronik paralar anlamına geliyor. Yani internet tabanlı olarak dijital formda bulunan ve yalnızca elektronik ortamdaki işlemler ve ödemeler için kullanılan, işlem hızı ve işlem kolaylığı gibi kendine özgü özellikleri dışında geleneksel paranın tüm özelliklerini taşıyan değişim bir aracı.
Dijital dönüşüm, fiziksel sınırların ortadan kalkması, pandemiyle gelen belirsizliğin dünya ekonomilerine hakim olması, temassızlık ihtiyacı gibi etkenler bizi sanal para birimlerine oldukça hızlı yakınlaştırdı.
Dijital para, Kripto parayı da kapsar
Peki kripto para aynı zamanda dijital para mıdır? Öncelikle dijital paranın kripto paraları da kapsadığını bilmemiz gerekiyor. Dijital para, elektronik paraların tümünü tanımlıyor. Kripto para ise temelde blok zincir (Blockchain) şifrelemesine dayanıyor.
2020 yılında 762 milyar dolar seviyesine gelen kripto paraların hacmi, sadece bir yılda 3 katına çıktı. Özellikle pandemiyle birlikte ekonomilerin geleceğine duyulan güvensizlik, başta ilk kripto para olan Bitcoin olmak üzere diğer tüm kripto paralara ciddi bir yönelime neden oldu. CoinMarketCap verilerine göre, kripto paraların toplam hacmi 2021 Aralık sonu itibarıyla 2,3 trilyon dolar seviyesine ulaştı, kripto para borsalarında 24 saatlik ortalama işlem büyüklüğü 2021’de 74 milyar doları buldu. Bu dönemde, dünya üzerindeki tüm kripto para türleri sayısı 16 bin 12 adede ulaşırken, kripto paraların işlem gördüğü borsa sayısı 447 oldu.
Dünyadaki pek çok merkez bankası da dijital paraları gündemine almaya başladı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) dijital Euro, Çin Merkez Bankası dijital yuan projesine başlarken Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da kolları sıvadı ve ASELSAN, HAVELSAN ve TÜBİTAK-BİLGEM ile ikili mutabakat zabıtları imzalandı. Dijital TL için böylece ilk adım atıldı. Öte yandan Facebook, Google, Apple ve Amazon gibi dev teknoloji şirketleri de dijital para çalışmalarına başladı.
Kripto merkeziyetsiz
Dijital paraların değeri ve diğer para birimlerine dönüştürülmesi bildiğimiz fiziksel para gibi. 7 gün 24 saat çevrimiçi ve çevrimdışı her türlü işlemde kullanılabilirler. Paranın yaratılma ve dağıtım maliyeti çok düşük ya da sıfıra yakın. Dijital para ile kripto para arasındaki en önemli fark kripto paraların merkeziyetsiz olması yani Merkez Bankası veya hükümet gibi merkezi bir otorite tarafından dolaşıma sokulmuyor veya desteklenmiyor. Bunun yerine bir bilgisayar ağı aracılığıyla yönetiliyor.
Dijital paralar ise yasal açıdan geleneksel para formları gibi bir otorite tarafından yaratılıyor. Merkez bankaları tarafından da piyasaya sunuluyor ve destekleniyorlar. Dijital parayla yapılacak işlemler, otoritenin onayıyla gerçekleştiriliyor. Bitcoin, ethereum gibi kripto birimleri ise kullanıcılar tarafından kripto para madenciliği aracılığıyla yaratılıyor. Ancak, blokların oluşturulmasından ve doğrulanmasından sonra yeni paralar dolaşıma girebiliyor. Ayrıca kripto para işlemlerinde değeri piyasa belirliyor. Kripto paraya dair tüm işlemler bir çeşit muhasebe defteri sayılan blockchain teknolojisiyle kaydediliyor.
Gündemdeki diğer bir önemli bir farklılık ise şeffaflık konusu… Dijital paralarla yapılacak işlemler gerçek bir kullanıcı kimliği gerektiriyorken, kripto para işlemleri kişisel bilgileri gerektirmiyor ve genellikle anonim kalıyor. Yine de her işlem kaydediliyor, takip ediliyor, hiçbir işlem sonradan değiştirilemiyor, manipüle edilemiyor ve silinemiyor.
Güven veriyor mu?
Yine blockchain gibi şifreli bir muhasebe kaydı tutması nedeniyle kripto paralar siber saldırılara karşı daha güçlü ve güvenli durumdalar. Tek bir veri depolama merkezi olmaması da kripto paraların güvenlik düzeyini artırıyor. Dijital para işlem bilgileri ise merkezi ağlarda saklanıyor. Bu sistemlerin olası siber saldırılara, arızalara veya kesintilere karşı güvenli ve dayanıklı olması planlanıyor. Merkezi bir otoriteye bağlı olmayan kripto paralar, terörün finansmanı, suç dünyasının ve siber saldırganların yeni parası olmasıyla ve spekülatif bir yatırım aracı olmakla itham ediliyor. Oysa finansal teknolojiler de dahil olmak üzere parayı ilgilendiren her konuda en önemli madde; güven duygusunu hissettirebilmektir. Kripto para yatırım platformlarına ilişkin kötü niyetin ve suistimalin önüne geçmek için özellikle finans kuruluşları, ödeme sistemleri şirketleri ile fintekler, bu konudaki düzenleme ve denetleme mekanizmalarının yine devlet eliyle kurulmasını bekliyor. Eğer devletler kripto paraya ilişkin düzenlemeler yaparsa kripto paralar global olarak tanınmış ve daha güvenli olacaklar.