Teknoloji dünyasının yükselen trendleri arasında bulunan yapay zeka artık sadece basit kelimeleri anlayıp cevaplamakla yetinmiyor. Yapay zeka artık kitap dahi yazabiliyor!
Japon bilim insanlarının 2016 yılında geliştirdiği yapay zeka sahip olduğu algoritmayla bir kitap yazdı. Kitap o kadar beğenildi ki Japonya’daki saygın bir edebiyat ödülü yarışmasında ön elemeyi geçmeyi başardı. Belki finalde büyük ödülü alamadı ama bir şeyi kanıtladı: gelecekte yapay zeka yazarlarımız olacak.
Yapay zekanın kelimeleri kullanma yeteneğine chatbotlardan aşinayız. Örneğin bir web sitesinde kullanıcıların yapmak istedikleri işlemlerle ilgili temel sorulara cevap verebilen ve ilk karşılaşmada gerekli yönlendirmeyi sağlayan chatbotlar, çevrimiçi iş dünyasının gelişmesine önemli bir katkıda bulunuyor. Dijital dönüşüm süreciyle müşteri memnuniyeti hiç olmadığı kadar önem arz ettiği günümüzde, beklenen hizmetin sağlanması için yapay zeka büyük veriyi analiz ederek rakamlara anlam katıyor, chatbotlar insanlarla konuşuyor.
Chatbotların yetenekleri şu an için sınırlı olsa da yapılan çalışmalarla yakında gelecekte sınırların aşılacağı düşünülüyor. Google’ın yapay zeka araştırma şirketi OpenAI’ın kıdemli isimlerinden Dario Amodei, yapılan çalışmalarla son derece imgesel bir konuşma modeli programı oluşturduklarını açıkladı. Bu konuşma dili o kadar etkili ki yapay zeka bir noktadan sonra araştırmacı ekiple tartışma dahi gerçekleştirmiş.
Konuşma dilinin alt yapısını oluşturan yazılım internet ortamında bulunan makaleler, bloglar ve haber sitelerinden gelen içeriklerle besleniyor. Bu kaynaklardan eriştiği bilgilerle kendini geliştiren yapay zeka zorlu bir konu hakkında bir makale yazmayı dahi başarıyor. OpenAI’ın GPT-2 olarak adlandırdığı yeni yapay zeka algoritması tüm bir süreci, dışarıdan herhangi bir müdahale olmaksızın kendi kendine öğrenerek gerçekleştiriyor. Yapılan testlerde hikaye anlatımı konusundaki başarısını kanıtlayan yapay zeka, oluşturulmak üzere olan cümlede bir sonraki kelimeyi tahmin etmekte de yetenekli olduğunu göstermiş durumda.
Chatbotların ötesi!
OpenAI’ın GPT-2 algoritmasını, kendi alanındaki diğer yapay zeka programlarından ayıran özelliği çok yönlü yapıda olması. Genelde yapay zeka programları geliştirildiği alanda kendine verilen görevleri tamamlamakta başarılıdır. GPT-2 ise gerekli girdilerin desteğiyle birden fazla başlıkta faaliyette bulunabiliyor.
GPT-2 algoritmasıyla başlangıç olarak chatbot yazılımlarının daha esnek ve daha etkin yardımlarda bulunmasının sağlanabilecek. İlerleyen aşamada algoritma ile yapay zekanın neredeyse kusursuz bir kişisel asistana dönüşebilmesi muhtemel. Öyle ki yapay zeka iş yerleri için raporları özetleyecek ve uygun noktalara gönderimini sağlayabilecek.
OpenAI’ın bu devrimsel algoritması yetenekleriyle dikkat çekerken, olumsuz etkileri de hemen akıllara getiriyor. Yapay zeka “ne yersen o’sun” önermesinde olduğu gibi, algoritmasını besleyen konu başlıklarında kendini geliştirebiliyor. Yani saldırgan ve şiddet içerikli veriyle gelişen yapay zeka, bu başlıklara odaklı çalışmalar sağlayabilir.
Öte yandan kelimeleri kullanma konusunda gerçekçi bir yaklaşıma kavuşan yapay zeka ile insanların kandırılması da ihtimaller arasında. Dijital dolandırıcılığın kolaylaşmasına sebep olabilecek algoritmanın aynı zamanda sahte ve yanıltıcı içerik üretiminde de kullanılabileceği öngörülüyor.
Gerek olumlu gerek olumsuz yanlarıyla OpenAI ve benzeri yapay zeka araştırma şirketlerinin geliştirdiği algoritmaların gelecekte neleri etkileyebileceğini ancak zaman gösterecektir. O zamana kadar yenilikçi dil modelleri gelişmeye devam edecek ve firmalar en iyisini umarak, yapay zekayı veriyle beslemeye devam edecek.