Hepimizin bildiği gibi 2014 yılı ile birlikte 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası hayatımıza girmesiyle İş Sağlığı ve Güvenliği kavramı çalışma hayatımızda sıkça duymaya başladık. Kanun işverenlerin sorumluluklarını artırdı peki ya biz çalışanların sorumlulukları neler farkında mıyız? Her işveren çalışanının evine sağlıklı gitmesinden sorumluyken bizler eve sağlıklı ulaşmak için nelere dikkat ediyoruz?
2010 yılında ülkemizde 62 bin 903 iş kazası ve 533 meslek hastalığı vakası meydana geldi. 1.454 çalışan iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Bu verilerin sadece kayıtlara geçen kısmı olduğunu düşündüğümüzde durumun aslında ne kadar vahim olduğunu kolayca anlayabiliriz. Günümüzde her gün ortalama 172 iş kazası meydana gelmektedir. Bu iş kazalarından 4’ ü ölümle sonuçlanırken 6’ sı sürekli iş göremezlikle sonuçlanmakta.
Kaza ile hayatımızın her safhasında karşılaşabiliriz, evde günlük işlerimizi yaparken, trafikte ilerlerken, işte çalışırken. Çalışanlar için tehlike faktörünün en yüksek olduğu yerlerin başında ise iş yerlerimiz gelmektedir.
İşe gittiğimizde yaşayabileceğimiz tehlikelerin farkında mıyız? Acele etmekten, plansız çalışmaktan ve boş vermekten kaynaklı yaşanan kazaların önüne geçebiliriz. Her kaza bir emniyetsiz hareket ile başlar! Gelişmiş ülkelerdeki istatistiklere göre 2 milyon emniyetsiz hareketten biri ölümle sonuçlanıyor. Ortalama 240 bin ucuz atlatılan kaza, 20 bin hafif yaralanma ve 400 ciddi yaralanma bir ölümcül kazaya götürüyor. Emniyetsiz hareket bir tür kumardır, sonuçlarının ne olacağını önceden tahmin etmek mümkün değildir. Sonucunu bile bile bu emniyetsiz hareketi yapmak sizce ne kadar akıllıca? Kimi zaman iskele üzerinde emniyet kemeri kullanmamak, şantiye içerisinde baret takmamak, iş yaparken sigara içmek, şakalaşmak ya da cep telefonu ile görüşmek bizleri ve çevremizdeki kişileri dönüşü olmayan kazalarla buluşturmak için basit görünen aslında çok ciddi risklerden sadece bazılarıdır. Yaşanan kazaların %85’ i kazazede tarafından önlenebilmekteyken neden bu önlemleri dikkate almayarak hayatımızı tehlikeye atıyoruz.
Sensormatic’te bizim için iş sağlığı ve güvenliği yasal bir zorunluluk değil gereksinim, işimizin bir parçası, bu da biz çalışanlar için ciddi bir artı değer. Bizler risk analizlerimizi çoktan tamamladık ve geliştirmemiz gereken noktalarda da hızlı bir şekilde harekete geçtik. Tüm çalışanların periyodik sağlık muayeneleri ve göz taramaları yapıldı, teknik ekipteki arkadaşlarımıza kişisel koruyucu ekipmanlar dağıtıldı ve yine yasada önemli yeri olan yüksekte çalışma, temel iş sağlığı ve güvenliği ve yangın eğitimleri verildi.
İşverenlerin bizler için almış oldukları önemleri görmezden gelerek kendi hayatımıza neden onlar kadar önem vermiyoruz. Unutmayın kazancınız size hayattayken ve sağlığınız yerindeyken gerekli, aksi halde arkanızda bıraktığınız ve bir daha asla yanlarında olamayacağınız bir aileniz olabilir.